Sultan dizisini internetten izlemeye başlayıp da, Brothers and Sisters dizisine bu saydığım yönleri ve konuları içermesi bakımından ne kadar çok benzediğini fark ettiğimde, önce şoka girdim. İlk aklıma gelen düşünce, kesinlikle bir psikologla çalışıyorlar, hem de olumlu yönelimli bir psikolog bu, oldu. Bir süre, bölümleri arka arkaya seyrettim ve hemen eşimi de bu filmi seyretmeye davet ettim ('Film' yazdığımı şimdi fark ettim, belki de o sıradan dizilerden ayırmak istememin bilinçdışı bir tezahürüdür, ya da o diziyi film seyredermiş gibi zevk alarak seyrettiğimin bir işareti).
Biz karı-koca filmin hayranı olup çıktık. Hemen facebook'ta herkesin görebileceği şekilde 'Sultan dizisini mutlaka seyredin!' yazmak istedim ama onun yerine sevdiği diziler kısmında işaretlemeyi seçtim. Çekindim belki de o an. Seslendirme bu kez türkçe olduğu için de, kayınvalideme, anneme, onların arkadaşlarına, kendi arkadaşlarıma, kimi gördüysem 'Sultan'ı tavsiye ettim...
Geçen hafta internetten seyrettiğim bölümün, meğer final bölümü olduğunu sonradan fark ettiğimde, ikinci bir şoka girdim. Ben daha dizinin tanıtımını çok fazla yapamamışken, hele ki bu kadar kıymetli bir dizi nasıl ve de neden ekranlara veda ediyordu? Birçok dizide olduğu gibi görüntülerin ve müziklerin hayran bıraktırdığı bu dizide, birçok dizide olmayan, birçok türk dizisi ile karşılaştırıldığında oldukça tutarlı bir çizgide yazılmış ve detaylara oldukça önem verilmiş bir senaryo ve yine birçok dizide ne yazıkki olmayan ve önemsenmeyen çok çok güzel oyunculuk vardı. Kerim'i, Sultan'ı, Aziz'i, özellikle bizi kendisine hayran eden ve atlamadan seyrettiğimiz karakterlerdi. Bu açıdan bu üç oyuncuyu Hüseyin Karaca'yı, Nurgül Yeşilçay'ı ve Settar Tanrıöğen'i bu noktada takdir etmeden geçemeyeceğim. Bir de Ayşe karakterini canlandıran Nur Sürer'i ve Dicle'yi canlandıran Hande Dane'yi. Evde bir ara eşimle konuşurken her birinin taklidini yaparken buldum kendimi: "Baan bakın, babanız sahın duymasın" Nur Sürer gibi dudaklarımı ve harfleri uzatıp vurgulayarak, ya da "ma ana, hiç eyle olur?" derken. Taklit edemediğimiz bir 'kerim' karakteri vardı herhalde, onun eline su dökülemez :) Bir süre de "heyırdır, heyırdır" deyip dolaştık etrafta. Ama en çok söyledim replik şu oldu: "Sultan, Sultan, ne Sultan!". Her ne zaman Serhat baan sürekli Didem dedi, her şeyi baan sordu, beni sorumlu tuttu, işte o vakıt ben de böyle bağırdım ona :) Bir ailenin bir diziyi ve karakterlerini bu kadar içselleştirebilmesi için o diziyi gerçekten çok sevmiş ve değerli görmüş olması gerekir.
Peki bu kadar güzel ve kıymetli bir dizi neden ekranlara veda etmiş olabilir? Belli ki birden bire alınan bir karar olmuş, yoksa son bölüm diye seyrettiğimiz bölümde bir sürü soru işareti bırakmazlardı. Belli ki senaryonun devamı var ama artık ekranda yayınlanmasına son verilmiş. Böyle olduğu kanısına varmak beni rahatlatıyor, çünkü böylece dizinin başka bir kanalda yeniden yayınlanmaya başlamasına dair bir umudun oluşmasını da sağlıyor. Bana göre 'Sultan' bitmedi, sadece durduruldu. Devamı olacak ama ne zaman, onu bekleyip göreceğiz..
Sağlıcakla kalın.
...